Savunma Sanayisinde Tedarik Zinciri Yönetimi


Nurol Teknoloji, Genel Müdür Yardımcısı - Serpil Gönenç Dinçer

Savunma Sanayi; dünyanın ileri teknoloji ürünleri, kendine has özellikleri ve etkin maliyetli, yüksek katma değerli ürün sunan, emniyet ve güvenilirliği öne çıkaran yapısı ile endüstri alanında ön sıralarda yer almaktadır. Savunma sanayi, ülkelerin milli çıkarları açısından stratejik önemiyle sivil sanayinin ileri teknoloji kazanımına katkıda bulunan, istihdam sağlayan ve milli ticaret dengesine katkıda bulunan kritik bir sektördür. Sektör, ileri teknoloji ürünleri kısıtlı kaynaklarla sunabilmek amacıyla birçok firma için rekabet ortamı oluşturmaktadır. Aynı zamanda tedarik zinciri yapısı ve tedarikçileri ile diğer sektörlerden ayrılmaktadır.

Tedarik zinciri yönetimi, savunma sanayisinde sürekli bir gelişim göstermekte; dijital teknolojilerin ve entegre lojistik sistemlerin benimsenmesi, tedarik zincirinin optimizasyonuna ve esnekliğine katkı sağlamaktadır. Ayrıca, sektördeki firmaların uluslararası iş birlikleri ve ortak girişimleri, tedarik zinciri kapasitelerini ve yeteneklerini genişletmektedir.

Gerçekleştirilecek olan projelerin uzun vadeli sözleşmeler ile taahhüdü gerektiğinden tedarik zincirlerinde kritik tedarikçiler ile uzun vadeli ilişkiler kurulması kaçınılmazdır. Tedarik sürecinde yaşanabilecek aksaklıkların önüne geçmek ve sürdürülebilirliği sağlamak için düzenli denetimler gerçekleştirilip malzeme ve tedarikçi alternatifleri yaratılmakta, maliyeti gözetirken değişikliklere hızlı yanıt için gerekli olan tedarik çevikliği ve ürün çeşitliliği ile sürekli iyileştirme ve geliştirme hedeflenmektedir.

Tedarik zinciri, müşteri öncelikleri ile tedarikçi yönetim stratejilerini aynı hedefe yönlendirerek inovasyon ve teslimat faaliyetlerini birlikte yürütmektedir. Katma değeri maksimum seviyede tutmak için tedarikçi segmentasyonu, tedarikçi geliştirmeleri ve stratejik tedarik konularına üst düzeyde önem verilmektedir. Yeni dijital teknolojiler kullanarak elde edilen veriler ile verimin sürekli iyileştirilmesi amaçlamaktadır.

Savunma sanayisinin önde gelen özelliği, müşterilerin resmi makamlar olmasıdır. Bu durum, diğer sektörler ile kıyaslandığında büyük yapısal farklılıklara neden olmaktadır. Bu farklılıkların en önemlileri ileri ve yüksek teknolojiye dayanan hassas üretim metotları gerektirmesi, özel kalite standartlarının uygulanması, büyük ölçüde Ar-Ge faaliyetlerine dayanması, önemli ölçüde yatırım gerektirmesi, uzun vadeli ürün ve üretim planlamalarının ve hedeflerinin olması, güvenlik ve gizlilik gibi özel koşulların olması şeklinde sıralanabilir. Belirtilen özellikler tedarik zincirinin risklere karşı hassasiyetini artırmaktadır. Bu nedenle riskleri veya risklerin olumsuz etkilerini azaltacak uygun stratejilerin belirlenmesi işletmelerin etkinliği bakımından önemlidir.

Savunma sanayisinin tedarik zinciri yönetimi, sektörün büyümesi, gelişimi ve uluslararası konumu açısından kritik bir rol oynamaktadır. Türkiye'nin bu bağlamda yaptığı yatırımlar ve uluslararası iş birlikleri hem ülke savunma kapasitesini hem de tedarik zinciri yönetimi pratiğini güçlendirmektedir. Uluslararası ilişkiler ve politik dinamikler, tedarik zinciri yönetiminin ve malzeme temininin karmaşıklığını artırmakta, bu nedenle stratejik planlama ve risk yönetimi büyük önem taşımaktadır. Örneğin politik anlaşmazlıklar ve ticaret savaşları, malzeme temini ve tedarik süreçlerini zorlaştırabilmektedir. Bu, savunma sanayisi firmalarının uluslararası tedarik zincirlerini yönetirken stratejik ve dikkatli olmalarını gerektirmektedir.

Komşu coğrafyalarımızda devam eden Ukrayna-Rusya Savaşı, İsrail-Filistin Savaşı ve dünya üzerinde süregelen diğer çatışmaların, silah ve askeri malzeme tedarik zincirlerini karmaşıklaştırdığını ve güvenilir bir şekilde yönetilmesi gerektiğini gözler önüne sermiştir. Bir ülkenin savunma sanayisi tedarik zinciri yönetimi, ulusal güvenlik ve askeri operasyonların başarısı için kritik öneme sahiptir. Konjonktürel olarak uluslararası güvenlik tehditlerinin artması, savunma sanayisinde daha fazla yatırım yapılmasını gerekmektedir. Global savunma harcamalarındaki sürekli artış, sektörün genişlemesini desteklerken tedarik zinciri yönetiminde stratejik planlama ve risk yönetiminin önemini bizlere bir kez daha göstermiştir.

 

Bunun yanında dünyamızı kasıp kavuran ve her sektör için zorlu bir imtihan olan Covid-19 pandemisi ve tüm dünya üzerinde yaşanan doğal afetlerin tedarik zinciri üzerine etkileri de göz önünde bulundurulduğunda tedarik zinciri yönetiminde, kriz yönetimi ve beklenmedik olaylara karşı hazırlıklı olmanın esnek ve dayanıklı bir tedarik zinciri, lojistik ve envanter yönetiminin kritik öneme sahip olduğu anlaşılmıştır.

Ülkeler global yapıdaki çalkantıların giderek artmasından dolayı yerlilik ve lokalizasyon konularına daha fazla önem vermeye başlamıştır. Bununla birlikte know-how transferleri, üretim alt yapılarındaki modernizasyonların sağlanması, satın alma süreçlerindeki darboğazların giderilmesi, uluslararası ürün lojistiğinde doğabilecek risklerin eliminasyonu için özel sektör ve hükümetlerin ortak projeleri giderek artmaktadır. Tedarik zincirinin her halkasının güçlenmesini sağlayan önemli adımlar ülkemizde de atılmaya devam etmektedir.

Millî savunmaya üst düzeyde katkı sağlayabilmek adına yurt dışından tedarik edilen belirli düzenlemelere tabi ürünlerin yerlileştirilmesi, yurt içinde millî imkanlarla özgün olarak geliştirilip üretilmesi tedarik zincirinin önemli hedeflerindendir.

Türkiye, yerel savunma sanayisini geliştirerek, yabancı ortaklarla iş birlikleri ve stratejik yatırımlar yaparak her geçen gün savunma sanayisinde daha belirgin bir konum edinmektedir. Türkiye'nin savunma sanayisindeki konumu, tedarik zinciri yönetimi pratiği açısından önemlidir ve uluslararası iş birliklerini teşvik etmektedir.

Bizler de Nurol Teknoloji olarak insan korumanın omuzlarımıza yüklediği ağır sorumluluk bilinci ile en kaliteli ileri teknik zırh ürünlerini üretebilmek için en kaliteli ve en nitelikli hammaddeleri, üretime yardımcı malzemeleri, ekipman ve yedek parçalarını tedarik etmek için çok çalışmaktayız. Satın alma sistemimizi en kaliteli malzemeyi, en uygun fiyata ve en doğru zamanda tedarik etmek üzerine kurguladık. Satın alma döngüsünün yanı sıra tedarikçi yönetme ve geliştirme her zaman öncelik sıramızda olan ve hep daha iyisi için çaba gösterdiğimiz bir diğer ana sürecimizdir. Bunlara ek olarak Ar-Ge birimimiz ile ürünlerimizi daha ileriye taşıyacak yeni malzemeler tedarik etmek için devamlı çalışmaktayız. Kaliteden ödün vermeden, kaynak ve yetkinlikleri uygun olan alternatif yerli tedarikçiler yaratmak da her zaman hedeflerimiz arasındadır.

Tüm tedarikçilerimizin, özellikle de kritik tedarikçilerimizin öneminin farkındayız ve tedarikçilerimizi sürekli iyileştirebilmek için AS9100 kapsamında teslimat ve kalite performanslarını düzenli takip etmekte, kalite birimimiz ile birlikte yerinde denetimler yapmaktayız. Birçok tedarikçimiz ile çözüm ortaklığı mantığında birlikte çalışmalar yürütmekteyiz. Tedarik sürecimizi her koşul altında kaliteli, etkili ve kesintisiz bir şekilde sürdürebilmek için risklerimizi analiz etmeye, bu riskler için önlemler almaya ve tedarikçilerimizi geliştirmeye devam edeceğiz.

Ayrıca Alman seramik hammadde üreticisi IKH firmasının satın alınması ile ileri teknik seramiklerdeki Ar-Ge çalışmalarını hızlandırmayı ve bu alanda Türk Savunma Sanayisi ve ileri teknik seramik endüstrisinin geleceğine yönelik yenilikçi ürünler geliştirmeyi hedeflemekteyiz.